yerler cam gibi, rüzgar içime işliyor ama direniyorum
karda yürümeye çalışmak...böyle durumlarda sanki yaşamımdaki tüm zorlukların yürüyüşümü başarıyla tamamlayışımla yok olacağına inanıyorum. ne garip tıpkı tüm insanların düşündüğü gibi belki de.
yalnızım o sokakta karın altında, adımlarım arkamdan beni takip ediyor, hızlıca düşen kar tanelerine direnebildikleri kadar, ömürleri o kadar işte
üşümek... hiç sevmedim üşüdükçe kendi uzuvlarını daha bir hissedersin üşüyen kolun, bacağın sana acı bir merhaba der. ama hangisi kötü biliyorum ruhun mu yoksa bedenin mi üşümesi... bir battaniye güz renklerinde...üşümemizi durduracak ama ya ruhumuzunkini?
30 Ocak 2012
17 Ocak 2012
kar taneleri
yüzünü hafiften acıtır ama onun acısı artar senin sıcağında
erir gider...
sokak lambalarının gün batımını andıran harelerinde uçuşuyor sanki havadan daha hafif
kar taneleri...
bardağından çıkan buhar camda sanki onu başka şekillere dönüştürmeni bekler gibi
kalp mi çizeceksin yoksa avucunun yanıyla bebek ayakları mı?
hangisi hayalin
hiçbiri dediğini duyar gibiyim
karda yürümek, yüzüne çarpan taneler
her yere düşen ya eriyecek ya da yarın buz olacak
hangisi olmak gerek?
eriyip başka tanelere karışmak...
fotoğraf:mackenziegracedonaldson.tumblr.com
15 Ocak 2012
suretler gibi
sigaranın dumanı salınıyor zaman zaman havada asılı
bulutlara bakıp içinden suretler çıkarırız ya
duman ince...suretler gibi asılı
bana mı bakıyor suretler, unuttuklarım
televizyon fonda... evde ses olmasını isteriz ya işte sadece ses
konuşmalar derinden, anlamsız
hiç anlamlı oldu mu?
bulutlara bakıp içinden suretler çıkarırız ya
duman ince...suretler gibi asılı
bana mı bakıyor suretler, unuttuklarım
televizyon fonda... evde ses olmasını isteriz ya işte sadece ses
konuşmalar derinden, anlamsız
hiç anlamlı oldu mu?
13 Ocak 2012
nefes
13 ocak hem de cuma, hem 13 hem cuma... yazmalıyım özellikle de bugün. uğura ya da uğursuzluğa inanmayanlardanım hele de yaşamın getirdiklerinin neler olabileceğini öğrendikten sonra
günlerdir ıslak hava ıslaktan da ıslak hani her damla süpürüp götürecek gibi sanki herşeyi, hepimizi
beton rengi gökyüzü sanki yanımda yükselen 27 katlı demir yığını bina yetmez gibi...
insanlar neden göğü delen binalar inşa eder, nereye yükselmek isterler, yetmez mi yeşilin içinde kalmak.
başka hapishaneler inşa etmek hem de içinde yaşamak için. nefes alınır mı o kulelerde
saçımı uzatabilir miyim rapunzel gibi biri kurtarsın beni diye o demir yığınından içinde olsam? kim kurtaracak, kurtaran kendini kurtarabilir mi? kurtarabilmiş mi?
gökyüzü gri, beton gibi civa gibi... ağır... nefes almaya vakit var mı?
gitmek bazen çok uzaklara gitmek dönüp bakmamak sadece kendine bakmak bencil olmak... bencil kalabilmek
"take another walk out of your fake world..."
günlerdir ıslak hava ıslaktan da ıslak hani her damla süpürüp götürecek gibi sanki herşeyi, hepimizi
beton rengi gökyüzü sanki yanımda yükselen 27 katlı demir yığını bina yetmez gibi...
insanlar neden göğü delen binalar inşa eder, nereye yükselmek isterler, yetmez mi yeşilin içinde kalmak.
başka hapishaneler inşa etmek hem de içinde yaşamak için. nefes alınır mı o kulelerde
saçımı uzatabilir miyim rapunzel gibi biri kurtarsın beni diye o demir yığınından içinde olsam? kim kurtaracak, kurtaran kendini kurtarabilir mi? kurtarabilmiş mi?
gökyüzü gri, beton gibi civa gibi... ağır... nefes almaya vakit var mı?
gitmek bazen çok uzaklara gitmek dönüp bakmamak sadece kendine bakmak bencil olmak... bencil kalabilmek
"take another walk out of your fake world..."
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
D-Ö-N-Ü-Ş-Ü-M
uzun yıllardır birden dönüşen insanlar izledim... hep ilginç gelmiştir, küçük kasabalardan çıkan büyük kentlerde kendilerini bulduğunu san...
-
bazen ne diyeceğinizi bilemezsiniz ama yine de dokunmak istersiniz tuşlara, anlamsız kelimeler dökülür parmak uçlarınızdan...başkalarına yok...
-
tavandaki ampülün tavana tutunan kısmı yamuk öylece sırıtıyor. aydınlatıyor ama, yani bir anlamda işini görüyor.ondan beklenen kadar. biz de...
-
"Ayaklarıyla ezip fıçıya mı bastılar seni Nefti kasnaklı bir fıçıya Aldırma, kara üzüm! Sen, o Kırmızı Şarabına doğru İçten içe ...