bıktım bu "ben" dilinden. yeni "ben"den.midem bulanıyor ama o kadar çok bulanıyor ki kusamıyorum bile...
reklamlardan ve bize binlerce kez pompalanan yeni benlik kurgusundan bahsediyorum. farklı ol sen başkaları gibi değilsin başarabilirsin ve işte o zaman güçlü olursun "sen" olursun.
bu kadar kolay mı? kim inanıyor. bu pompalanan sözcükler mi "yeni" insanı şekillendiriyor?
farklı olmak. kime göre neye göre?
günümüz insanı meşhur gelişmiş benlik algısı ile doymuyor.
ne aldıkları, ne yaşamı, ne sahip oldukları, ne seks ne de ilişkileri. hiçbiri yetmiyor ona...
her zaman daha fazla ve daha farklısı... tüketiyor sanki hep daha iyisini bulabilecek gibi. ama bir gün insanoğlu anlayacak.... "bizde aynı üzerinde yaşadığımız dünya gibiyiz"
kaynaklarımızı tüketiyoruz ve tükettiklerimiz geri gelmiyor. kaz dağlarında siyanürle altın aramanın verdiği zararı bizde doyumsuzluğumuz ile kendi benimize ve hayatımıza veriyoruz.
ve her ikisi de tükeniyor ve geri kazanılamıyor.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
D-Ö-N-Ü-Ş-Ü-M
uzun yıllardır birden dönüşen insanlar izledim... hep ilginç gelmiştir, küçük kasabalardan çıkan büyük kentlerde kendilerini bulduğunu san...
-
bazen ne diyeceğinizi bilemezsiniz ama yine de dokunmak istersiniz tuşlara, anlamsız kelimeler dökülür parmak uçlarınızdan...başkalarına yok...
-
tavandaki ampülün tavana tutunan kısmı yamuk öylece sırıtıyor. aydınlatıyor ama, yani bir anlamda işini görüyor.ondan beklenen kadar. biz de...
-
"Ayaklarıyla ezip fıçıya mı bastılar seni Nefti kasnaklı bir fıçıya Aldırma, kara üzüm! Sen, o Kırmızı Şarabına doğru İçten içe ...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder