bir zamanlar anadolu seyredildi. eve dönünce düşünüldü üzerine uzun uzun... aklımda anlar ve imkansıza varan fotografi...
varlığın eylül sayısını iki kere almışım! işte tipik ben. ama ne salaklık...
ama ilk defa bu bana aferin iyi ki de yapmışsın yahu dedirtti. HBK'nın 12 nisan yazısı... unutulmaz. aslında hayatın, hayatımın değiştiğinin, değişeceğinin hiç farkında olmadığım günün tarihini taşıyor ve satırlar bir anlamda bana yazılmış gibi... mutluluk, yapmak istediğin şeyi yapmak, hayat, değişim... öyle çok mesaj var ki. ya da bu yanlı bir okuma. varsın olsun!
(ben ne çok "... " kullanıyorum, bu ne demek acaba. sürer devam eder cümleler o cümlelerdeki vurguyu, duyguyu mu artırmaya çalışıyorum bilinçsizce?)
ekim geldi yağmurlar başlasa... sararmış yapraklarını koklayarak sokağımın ıslak ıslak yürüsem.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
D-Ö-N-Ü-Ş-Ü-M
uzun yıllardır birden dönüşen insanlar izledim... hep ilginç gelmiştir, küçük kasabalardan çıkan büyük kentlerde kendilerini bulduğunu san...
-
bazen ne diyeceğinizi bilemezsiniz ama yine de dokunmak istersiniz tuşlara, anlamsız kelimeler dökülür parmak uçlarınızdan...başkalarına yok...
-
tavandaki ampülün tavana tutunan kısmı yamuk öylece sırıtıyor. aydınlatıyor ama, yani bir anlamda işini görüyor.ondan beklenen kadar. biz de...
-
"Ayaklarıyla ezip fıçıya mı bastılar seni Nefti kasnaklı bir fıçıya Aldırma, kara üzüm! Sen, o Kırmızı Şarabına doğru İçten içe ...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder