yazmak istemiyorum ama parmaklarım klavyenin üzerinde sanki başka birinin elleri gibi gidip geliyor.
içimde bir hissizlik varolmama duygusu.seçilmiş bir varolmama.
mimoza ağacına bakarken bugün parkta yazı düşündüm çiçekli halini, ne güzel kokardı. hep parkta yürüyen insanlar vardı ama bugün sanki herkes bir yerlere çekilmiş ve sabahın o saatinde bana bırakmıştı parkımı. parkurda bir tur, banklarda kısa bir mola. fark ettim ki farkında olmadan veda ediyorum.
uzakta denizin ortasında fener yanıp sönüyor gözüm ona takıldı şimdi yazarken birden. ada geldi aklıma. büyükada... ne güzeldir şimdi mimozalarda orada...
işte böyleyim gidip geliyor sürekli duygular, düşünceler... ama genel bir hissizlik hakim bedenime. sadece uyumak istiyorum.
6 Mayıs 2011
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
D-Ö-N-Ü-Ş-Ü-M
uzun yıllardır birden dönüşen insanlar izledim... hep ilginç gelmiştir, küçük kasabalardan çıkan büyük kentlerde kendilerini bulduğunu san...
-
bazen ne diyeceğinizi bilemezsiniz ama yine de dokunmak istersiniz tuşlara, anlamsız kelimeler dökülür parmak uçlarınızdan...başkalarına yok...
-
tavandaki ampülün tavana tutunan kısmı yamuk öylece sırıtıyor. aydınlatıyor ama, yani bir anlamda işini görüyor.ondan beklenen kadar. biz de...
-
"Ayaklarıyla ezip fıçıya mı bastılar seni Nefti kasnaklı bir fıçıya Aldırma, kara üzüm! Sen, o Kırmızı Şarabına doğru İçten içe ...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder