neden bu kadar eski bir film seçtim bilmiyorum hatta belki de seyretmiştim.
hep merak ederim otistik ve mongolları... özellikle mongolların o sınırsız sevgileri hep ilgili çekmiştir.
sevgilerini tartışmasız içten yaşamaları... hiçbir engel olmadan apaçık
daniel auteil en sevdiğim fransız aktörlerden onun filmleri hep cezbeci oldu benim için ve tabii fransız sineması. korkunç hollywood filmlerinden kurtlmamın kaçıncı sene devriyesi bilmem...
dönelim filme...
sevgisini karısını ve hatta çocuklarını kaybetmiş bir adam, tesadüfen bulduğu bir mongol. ve mongolun ona gerçekten sahip oldukarının değerini öğretmesi...
neden başka duygular daha üstün gelir... mesela bir erkek için başka bir kadın, özgürlüğü...ya da tutkusu...
peşi sıra koşabilirken varlığına kendi varlığı gibi yakın olduğu biri varken
neden yok. sadece gidiş var. bir seçim var. seçimler var...kabul etsekte etmesekte
filmi izleyin sizi gülümsetecek ve belki de sizin için neyin değerli olduğunu bir kere daha düşünmenizi sağlayacak...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
D-Ö-N-Ü-Ş-Ü-M
uzun yıllardır birden dönüşen insanlar izledim... hep ilginç gelmiştir, küçük kasabalardan çıkan büyük kentlerde kendilerini bulduğunu san...
-
bazen ne diyeceğinizi bilemezsiniz ama yine de dokunmak istersiniz tuşlara, anlamsız kelimeler dökülür parmak uçlarınızdan...başkalarına yok...
-
tavandaki ampülün tavana tutunan kısmı yamuk öylece sırıtıyor. aydınlatıyor ama, yani bir anlamda işini görüyor.ondan beklenen kadar. biz de...
-
"Ayaklarıyla ezip fıçıya mı bastılar seni Nefti kasnaklı bir fıçıya Aldırma, kara üzüm! Sen, o Kırmızı Şarabına doğru İçten içe ...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder