13 Ocak 2012

nefes

13 ocak hem de cuma, hem 13 hem cuma... yazmalıyım özellikle de bugün. uğura ya da uğursuzluğa inanmayanlardanım hele de yaşamın getirdiklerinin neler olabileceğini öğrendikten sonra

günlerdir ıslak hava ıslaktan da ıslak hani her damla süpürüp götürecek gibi sanki herşeyi, hepimizi

beton rengi gökyüzü sanki yanımda yükselen 27 katlı demir yığını bina yetmez gibi...

insanlar neden göğü delen binalar inşa eder, nereye yükselmek isterler, yetmez mi yeşilin içinde kalmak.

başka hapishaneler inşa etmek hem de içinde yaşamak için. nefes alınır mı o kulelerde

saçımı uzatabilir miyim rapunzel gibi biri kurtarsın beni diye o demir yığınından içinde olsam? kim kurtaracak, kurtaran kendini kurtarabilir mi? kurtarabilmiş mi?

gökyüzü gri, beton gibi civa gibi... ağır... nefes almaya vakit var mı?

gitmek bazen çok uzaklara gitmek dönüp bakmamak sadece kendine bakmak bencil olmak... bencil kalabilmek


"take another walk out of your fake world..."



Hiç yorum yok:

D-Ö-N-Ü-Ş-Ü-M

uzun yıllardır birden dönüşen insanlar izledim... hep ilginç gelmiştir, küçük kasabalardan çıkan büyük kentlerde kendilerini bulduğunu san...