21 Temmuz 2011

dans müzik ve gece

dans ve müziğin birleşimi çocukluğumdan beri içimde titreşimler yaratır sanki çırpınan bir çift kanat gibi. hızlıca yükselen duygulara müzik eşlik ettiğinde başka diyarlara gidersin sanki hiç dönmeyecek gibi. sahnede olmak dans eden bedenlere dokunmak ve onlara karışmak ve hep orada, o sahnede kalmak bazen ter bazen kahkaha bazen gözyaşları içinde... istanbulun yıldızlı göğü altında ter ve görselliğin birleşimi müziğe karıştı. mekanların bir ruhu olduğunu düşünürüm hep. sahnede tanrılaşmış balerin ve baletler mekanın ruhuna karıştı ve unutulmayacak bir gece anılara eklendi.

tek sorun garip yurdumun sırf ünlü olduğunu bildikleri için belki de hayatlarında bir ya da ikinci kez bir bale gösterisine inanılmaz kıyafetler içinde kendilerini göstermek için gelmeleriydi. sahnede olma aşkı nasıl bir şey acaba? durup düşündüm devleşen sanatçılar sahnedeyken, sahnede olma çabasındaki küçük adam ve kadınlar.ne garip bir çelişki.

Eski İstanbul insanlarını düşündüm hani operalara en şık kıyafetlerini giyip gelenleri. Hatta şimdi bile Süreyya Operasındaki temsillerde rastlarsınız son kalanlara. Kimi zaman küçük şapkaları, şık broşları ile dönüp bir daha bakmak isteyeceğiniz 80'li yaşlarında anılarla dolu kadınlar ve adamlar. Onlarla dün geceki garip güruhu karşılaştırdım. Rengarek şıkırtılı gece elbiseleri içinde varolma savaşı veren adamlar ve kadınlar...

Dans ve müzik sadece bu kaldı geriye yani en güzeli...

 

Hiç yorum yok:

D-Ö-N-Ü-Ş-Ü-M

uzun yıllardır birden dönüşen insanlar izledim... hep ilginç gelmiştir, küçük kasabalardan çıkan büyük kentlerde kendilerini bulduğunu san...