18 Temmuz 2011

yeniden

yine kocaman günler geçmiş bir satır bile yazmadan. oysa kitap sayfalarını dolduracak duygular ve düşünceler içimde. yazmaktan korkar oldum, satırlarda sadece içimi boşaltan bir kadın görüyorum; bazen iğneleyici bazen acıyan bazen garip bir şekilde başka şeylerden bahseden kendinden uzaklaşıp. çünkü anlar geçiyor ve nefes alıp vermeye devam ediyoruz. bazen anlamsız gelse de devam ediyoruz.

yazmamanın yanı sıra yine okuyamama krizi de geldi çattı...gazeteler haftalık üst üste, kitaplar raflarda yerlerini aldı kapaklarının açılmasını bekliyor, başucumda şanslı olmasından mı ne az aralanmış bir kitap bir daha buluşmayı bekliyor benimle. her okuyamama krizinin sonrası çılgınca satırlarda kaybolma oldu... ah ne zaman gelecek bir o kriz gelse.

çiçeklerim açtı balkonda kırmızı sardunyalar.kıpkırmızı ateş gibi.

bazen o kırmızı sardunyaların bir Ege kasabasının balkonunda olduğunu hayal ediyorum gözlerimi kapatıp... burnuma hafiften bir iyot kokusu çarpıyor, kulaklarımda rüzgar ve rüzgarın azizliği ile kıyıya çarpan dalgaların sesi.

yoruldum galiba beynim huzur ve dinginlik peşinde. neden böyle oluruz duygusal travmalardan sonra. kalbimiz kadar beynimiz de yoruluyor, biri acımaktan biri düşünmekten olsa gerek.

Hiç yorum yok:

D-Ö-N-Ü-Ş-Ü-M

uzun yıllardır birden dönüşen insanlar izledim... hep ilginç gelmiştir, küçük kasabalardan çıkan büyük kentlerde kendilerini bulduğunu san...