11 Ağustos 2011

simon bolivar senfoni orkestrası ve İstanbul

geçtiğimiz akşam merakla beklediğim bir konserde aldım soluğu. Simon Bolivar Senfoni Orkestrası... Önemli bir sosyal proje Eli Sistema ve şimdi de dünyaya malolmuş müziği ile konuklarını ağırlıyor İstanbul'da.

Harika çocuk kıvamında bir şef Gustavo Dudamel. Genç kadınlar ve adamlar, kemanları, çelloları, arpları ve flütleri ile. Gittiğim gece repertuar harika... Bir gece öncenin Çaykovski'sinin ardından Ravel ve Stravinsky ağırlıklı bir tat. Yeni iki besteci tanıdım bir de Carlos Chavez ve Evencio Castellanos özellikle Evencio'nun Santa Cruz de Pacairigua Senfonik Suiti bu orkestranın yorumu ile beni başka dünyalara götürdü.

Öncesinde gün batımında Haliç'in ruhu sardı içimi, kıyıya vuran hafif dalgalar, güneşin yarın geri geleceğim diyerek gitmesi ve yerini gölgeli bir alacakaranlığa bırakması... Karşı kıyıda nefes alan hayata öylece bakan ölüler...

Ve konser başladı!

Bembeyaz Türkler oturmuş sisteme dünyanın sistemine kendilerini "beyaz türk" yapan sisteme başkaldıran bir ülkenin muhteşem çocuklarını izliyorlardı. Hemde üzerine para verip!?

Belki de "güven, sevgi, emekle" yaratılmış bu sistem; güven,emek ve sevgi nedir bilmeyen belki de kaybetmiş insanları bu kadar kendine çekiyordu kim bilir?

Müzik sizi düşten düşe, dünyadan dünyaya geçirirken; birazdan kapıdan çıkıp içine karışacağınız dünyaya sadece bu müzik eşliğinde kafa tutabileceğinizi hissettirdi belki de.


Evencio Castellanos

Santa Cruz de Pacairigua

Hiç yorum yok:

D-Ö-N-Ü-Ş-Ü-M

uzun yıllardır birden dönüşen insanlar izledim... hep ilginç gelmiştir, küçük kasabalardan çıkan büyük kentlerde kendilerini bulduğunu san...